Zor bir dönemden geçiyoruz. Aslında daha doğrusu karanlık bir dönemde yaşıyoruz.
Salgın hastalıklar, ortaya çıkan yangınlar, cinsel tacize uğrayıp öldürülen kadınlar, yıkılan yuvalar ve daha nicesi.
Başımıza gelen bu kötü olaylara baktığımızda karanlık bir dönemde yaşama sebebimizin yine bundan şikayetçi olan; “insanoğlu” olduğunu görmekteyiz.
Yaşadığımız kötü olayların ve musibetlerin bir çoğu insan eliyle meydana gelmektedir. Güzel dünyamızı karanlık hale getiren ve onun dengesini bozan yine insanoğludur.
Bu durumu Rabbimiz Rum suresi 41. Ayette dile getirmekte ve şöyle buyurmaktadır;
“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”
Evet düzen bozuldu. Ve bu düzeni insanoğlu kendi eliyle bozdu. Bu durumu düzeltmek yine onun elindedir. Karanlığa bürünen dünyamızı tekrar aydınlatmak insanoğlunun iradesindedir.
Karanlığa karşı bağırmak yerine karanlığa çıkıp bir mum yakmak gerek. Yakılan mumla birlikte dünyamızı tekrar aydınlatmak gerek.
Bu karanlığa son vermek için ateşlenecek olan ilk kıvılcım, iyiliktir.
İyi bir insan olmak için atılacak adımdır. Çünkü insanoğlu iyi olursa beraberinde getirdiği birçok şey de onunla birlikte iyi olur.
İyi bir insan olmanın en güzel yolu ise, islamı yaşamaktan geçer. Allah’ın emirlerine uymak, Efendimiz (ﷺ)’in sünnetini benimsemek, bu yolda atılacak adımların en önemlisi ve en güzelidir.
Aksi taktirde dünyada düzen bozulmaya devam edecektir.
