İçimizdeki ben, kimsin sen?
Sürekli bizden bir şeyler isteyen, sürekli bizi çıkmaz yollara sürükleyen, pişman olacağımız adımları bize attıran içimizdeki ben kimsin sen?
Yusuf (a.s)’ın kuranda zikrettiği gibi daima kötülüğü emredensin sen. (Yusuf Suresi/53) Bizleri daima kötü yollara sürükleyensin sen.
Yaşadığımız zamana baktığımızda bunu çok daha iyi görmekteyiz. İçindeki beni fark edemeyen, sürekli içindeki benin peşinde koşan insanlara baktığımızda onların yavaş yavaş Allahtan uzaklaştığını, İslam’a karşı soğuduğunu görmekteyiz. Çünkü tabi oldukları benlikleri onlara daima kötülüğü emretmekte.
Kötü arkadaş örneğinde olduğu gibi sürekli kötülüğü emreden içindeki benle arkadaşlık yapan insanlarda bir süre sonra yanlış yollara sapmakta ve neticede Allahtan uzaklaşan, O’nun emirlerini yerine getirmekten geri duran kötü bir insan olmaktalar.
Sonuç olarak içimizdeki benle yani nefsimizle kurduğumuz dostluk bizleri kötü yollara götürmektedir. Bu sebeple onunla dostluk kurmak yerine onunla mücadale etmeliyiz ve isteklerine karşı yeri geldiğinde dur demeliyiz.
İçimizdeki benle mücadele etmenin en güzel yolu onu terbiye etmektir. Nefis terbiyesi ise iki şeyi gerektirir; birinci olarak kuranla tazelenen bir iman, ikinci olarak haramlardan uzak ve farzlarla iç içe bir hayat.
Kişi periyodik olarak kuran okumalı ve kuranla dostluk kurmalıdır. Aynı şekilde haramlardan uzak durmalı ve farzlarla iç içe bir hayat yaşamalıdır. Bunları yapan kişi nefsini ayaklarının altına alacaktır.
İçimizdeki benle dostluk kurarak bizi yanlış yollara sürüklemesine izin vermeyelim. Kötü arkadaşlardan uzak durduğumuz gibi kötülüğü emreden nefsimizden de uzak duralım. Ona karşı mücadele ederek onu terbiye etmeye çalışalım. Ve esaretinden kurtulalım.