Efendimiz (ﷺ) insan vücudunda bulunan küçük bir et parçasına dikkat çekerek şöyle buyurmuştur;
“Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalptir.” (Buhârî, Îmân 39)
Efendimiz (ﷺ) bedenimizde o kadar fazla et parçası varken kalbe dikkat çekmiştir. Çünkü insan bedeninin merkezi, kalptir. Bütün duyguların, düşüncelerin, fikirlerin ve amellerin kaynağıdır.
Ameller, kişinin kalbindeki duruma göre değişkenlik arzeder. İnsanın kalbi, ne kadar temiz, sağlıklı ve güzel olursa o bedenden çıkan amellerde o kadar güzel olur. Tam tersini düşündüğümüzde ise kötülüklerin kapısı aralanmış olur.
Temiz, sağlıklı ve çirkin işlerden arınmış olan kalp, iyiliğin ve güzelliğin peşinden koşar. Kötü işlerle kararmış olan kalp ise kötülüğün.
Verilecek en güzel mücadele kalbi temiz tutabilmektir. Kirlerinden arındırıp saf ve duru bir hale getirebilmektir.
Allah (cc) bizi temiz bir kalple yaratmış ve onun saf haliyle bize hayat vermiştir. Anne karnından çıktığımız günden itibaren saf haliyle bize teslim edilen kalplerimizi, kirlerden ve kötülüklerden arındırmak en büyük vazifemizdir.
Yıllarca kötü işlerle, düşüncelerle ve amellerle kararan kalplerimizi, ibadetle, zikirle, güzel düşüncelerle ve amellerle temizlememiz gerekmektedir. Onu karanlığına terk ederek daha fazla kirlenmesine sebep olmak yerine her geçen gün daha da temiz olması için çabalamamız gerekmektedir.
Bugün bütün vücudumuza hayat veren ve küçücük bir et parçası olan kalbimiz, yarın uhrevi dünyamıza hayat verecektir. Allah’ın huzuruna çıktığımızda ayakta kalabilmemiz için onun en saf ve en duru haline ihtiyacımız olacaktır.
Bu sebeple bugün, amellerimizin, fikirlerimizin ve düşüncelerimizin kaynağı olan yarın uhrevi dünyamıza hayat verecek olan kalbimizi zikirle, ibadetle ve Allah’a yapılan kullukla temizlememiz gerekmektedir.
En güzel direniş ve mücadele, kalbi temiz tutabilmektir.