Şuurlu Gençlik

Şuurlu Gençlik

Özlenen gençlik de diyebiliriz aslında. Fakat tam bu noktada akıllara şöyle bir soru geliyor; Problem gençlerde mi? Yoksa onların şuurlu bir şekilde yetişmemesine vesile olan anne ve babalarda mı? 

Günümüzde en çok serzenişte bulunan kesim, anne ve babalardır. “Gençler kötüye gidiyor, şimdiki gençlikte edep ve haya yok, biz sizin zamanınızda böyle değildik” gibi birçok serzenişte bulunuyorlar. 

Evet haklılar gençlik kötüye gidiyor, edep ve haya gittikçe azalıyor. Fakat gençlikten edep ve haya kayıp giderken anne ve babalar izlemekten başka ne yapıyorlar? Veya eleştirmekten ve kendileri ile kıyaslamaktan başka? Acaba şikayet ettikleri gençlerden kayıp giden edep, ahlak ve şuur onlarda var mı? 

Annesinin ve babasının yanında ayak ayak üstüne atan veya onların yanında ağzından kötü söz çıkan bir gence, sen ne kadar edepsizsin hiç mi bir şey öğrenmedin bizden diyen anne ve baba, bir süre sonra televizyonun karşısına geçerek ona o edepsizliği öğreten, ona kötü örnek olan insanların içinde edep ve haya bulunmayan dizilerini izliyor, o dizilerle eğlenerek vakit geçiriyor. Sonra evladının karşısına geçip sen neden böylesin diyerek onu eleştiriyor.  

Asıl hakikat, özlenen gençlikten ziyade özlenen anne ve babadır. Gençliğin kötüye gitmemesi için atacağımız ilk adım, özlenen anne ve baba profilini yeniden yeşertmektir. 

İlk önce anne ve babalar edep ve ahlak kalkanını kuşanmalıdırlar. Bunun için ölçümüz, Kuran’ın ahlakı ile kuşanan Efendimiz (ﷺ)’in ahlakıdır. 

Anne ve babalar ilk önce ahlakın en güzelini örnek alıp onla kuşanmalı ve ondan sonra bu ahlakı arkalarından gelen nesle bırakmalıdırlar. 

“Bu gençlik nereye gidiyor böyle” demeden önce “Biz anne ve babalar olarak nereye gidiyoruz böyle” demelidirler. 

Eğer ki özlenen anne ve baba profilini bir filiz gibi yeşertirsek, arkadan gelen nesil o filizle birlikte dallanıp budaklanacak ve köklerini toprağa salacaktır. 

Yorum yaz