İnsanlar tarafından izlenmek, birileri tarafından gözetlenmek bizi rahat olmamaya ve bulunduğumuz ortamda dikkatli davranmaya sürükler. Tek başımıza olmadığımız ortamlarda daima hal ve hareketlerimize dikkat ederiz.
Çalıştığımız yerlerde eğer patronumuz bizi izliyorsa yaptığımız işi en iyi şekilde ve en ince ayrıntısına kadar dikkat ederek yapmaya çalışırız. Hata yapmamaya bir kusur işlememeye özen gösteririz. Neden? Çünkü hata yapıp patronumuzun gözünden düşmek istemeyiz. Bu korku bizi, işimizde hassasiyet sahibi olmaya götürmektedir.
Aynı şekilde bulunduğumuz ortam bir kamera yardımıyla izleniyorsa oradaki hal ve hareketlerimize dikkat ederiz. Saçma hareketlerde bulunmamaya ve hata yapmamaya özen gösteririz. Neden? Çünkü kamera korkusu bizi, daha titiz davranmaya götürmektedir.
Patron sadece iş yerinde izlemekte, kameralar ise sadece belirli yerlerde bizleri kayda almaktadır. Böyle olmasına rağmen insanlar tarafından izlenme korkusu bizleri daha dikkatli davranmaya götürmektedir.
Ancak Rabbimiz her an bizleri izlemekte ve her halimizi bilmektedir. Her zaman bizimle beraberdir.
Peki Allah’ın her daim bizleri izlediğini bildiğimiz halde Allah tarafından izlenme korkusu bizi, haramlara götürmekten alıkoyuyor mu? Bu korku haramlara karşı içimizde bir hassasiyet doğruyor mu? Hata yapmamak için frenliyor mu? Yoksa kameradan korktuğumuz kadar, insanların gözlerinden korktuğumuz kadar Rabbimizden korkmuyor muyuz?
İnsanlar tarafından izlenme korkusu değil, Allah tarafından izlenme korkusu baskın gelmelidir. Bu korku bizi hassasiyet sahibi yapmalıdır. Bu korku bizi haramlara gitmekten alıkoymalıdır.
Bulunduğumuz ortam kamera sistemiyle izlenirken “burada günah işleyemem, hata yapamam yaparsam insanlar görür diyerek değil, Rabbim şu an beni izliyor o izlerken ben bu günahı işleyemem” diyerek o günahtan uzak durmalıyız.
Yani bizi günah işlemekten, hata yapmaktan alıkoyan korku, kamera korkusu değil, insanlar tarafından izlenme korkusu değil, Allah korkusu olmalıdır.