Hz. Aişe validemiz şöyle buyuruyor; Ramazan ayı geldiğinde o günlerde ne Resulullah bizi tanırdı ne de biz onu tanırdık.
Ramazan ayı, efendimiz (ﷺ)’in kendisinde var olanları zirveye çıkardığı ve bizden de zirveye çıkarmamızı istediği bir aydır.
Efendimiz (ﷺ) ve onun eğitiminden geçen ashabı kiram Ramazan ayını, bir annenin kavuşmak için aylarca beklediği çocuğu gibi bekler, o şefkat ve merhametle Ramazan ayını karşılardı.
Ramazan ayını dolu bir şekilde ihya etmek için ona hazırlık yapmak, program çizmek ve diğer aylardan farklı olmasını sağlamak, her müminin en önemli vazifesidir.
Ramazan ayını nasıl ihya edebiliriz? Sorusuna vereceğimiz en güzel cevap; elbette Resulullah’ı örnek alarak olacaktır.
Efendimiz (ﷺ) dokuz Ramazan geçirdi. Bu dokuz Ramazan’ı incelediğimizde karşımıza şunlar çıkmaktadır;
1) Ciddi bir Muhasebe;
Ramazan’a girmeden önce kendimizi hesaba çekmeli ve o zamana kadar işlediğimiz günahların ve hataların hesabını benliğimizde yapmalıyız.
2) Derin bir tevbe;
Her an kirlenmeye devam etmekteyiz. Attığımız her adımda gittiğimiz her yerde kalbimize siyah noktalar bırakmaktayız. Ramazan ayına adım atmadan önce derin bir tevbe edip Rabbimizden bağışlanmayı dilemeliyiz.
3) Makul bir hedef;
Ramazan ayının ihyası için kendimize bir aylık program çizmeliyiz. Ama çizeceğimiz bu program, gücümüz nispetince olmalıdır. Yapabileceğimiz şeylerin programını çizmeli ve o program doğrultusunda istikameti yakalamalıyız.
4) Sadık bir dost;
Bu ay içerisinde sıkıldığımızda ve bunaldığımızda kolumuzdan tutup bizi ileriye taşıyacak, olduğumuz yerde kalmamamız için bizi teşvik edecek ve uyaracak sadık bir dost edinmeliyiz.
5)Sağlam bir sabır;
Bu güzel ayda şeytanın ve nefsin bize kuracağı tuzaklara karşı, önümüze çıkaracağı engellere karşı sabretmeliyiz.
Sabretmek, aldığımız kararlar neticesinde muhakkak bizi başarıya ulaştıracaktır.
